Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü…

 

ثُمَّ كُل۪ي مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ فَاسْلُك۪ي سُبُلَ رَبِّكِ ذُلُلًاۜ يَخْرُجُ مِنْ بُطُونِهَا شَرَابٌ مُخْتَلِفٌ اَلْوَانُهُ ف۪يهِ شِفَٓاءٌ لِلنَّاسِۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ﴿٦٩﴾

69- Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır.
 

 

ARI VE BAL MUCİZESİ

“… Rabbinin gösterdiği düz yollardan git.” “… hayatının kolayca akıp gitmesi için sana Allah’ın vahyi tarafından öğretilen metodlara uygun bir şekilde çalış.” Arılara, yumurtalar için ayrı, bitki özünü bala çevirmek ve yiyecek depolamak için ayrı peteklerden, yani hayatın her yönü için ayrı bir petekten oluşan o mükemmel fabrikayı ve kovan içindeki düzeni sağlamalarını öğreten şey Allah’ın vahyidir. Arılara bu “fabrikayı” düzen içinde yürütmeyi, bir kral ve çeşitli işlerle görevli binlerce işçiden oluşan bir topluluk kurmayı öğreten de Allah’ın vahyidir. Onlara vahiy yoluyla o denli açıklık getirilmiştir ki arılar bunu düşünmeye bile ihtiyaç duymazlar. Onlar bu düzeni  binlerce yıldır toplu çabalarıyla tam bir uyum içinde sürdürmektedirler.

Bal hem lezzetli bir besin kaynağıdır, hem de tıbbi yönden yararlıdır. Birinci özelliği herkes tarafından bilindiği için burada özellikle ikinci niteliğine değinilmiştir. Bal, bir çok hastalığın tedavisinde kullanılır, çünkü çiçek ve meyvelerin suyunun ve glikozunun en güzel bir şekilde birleşiminden oluşmuştur. Bunun yanısıra bal çürüyüp bozulmadığı için diğer ilaçların hazırlanmasında ve korunmasında da kullanılır.

Başka şeylerin çürüyüp bozulmasını da engeller. Bu nedenle yüzyıllardan beri bal, alkolün yerine kullanılmaktadır. Eğer arı-kovanı şifalı bitkilerin bol olduğu bir yerde ise, o kovanın balı sadece bal değil aynı zamanda o şifalı bitkilerin de bir özü olur. Eğer arılar bilinçli bir şekilde bitkilerden öz elde etmek için kullanılsalar, büyük bir ihtimalle elde edilen bu öz, labaratuarlarda elde edilen özden çok daha iyi olur.

   TEFHİMUL KUR’AN

Arıları da bizim emrimize musahhar kılan, onlara bu bal yapma içgüdüsünü veren de Rabbimizdir. Arı hangi mektepten mezun olmuş? Hangi fakülteyi bitirmiş ki en büyük mühendislerin bile yapa-mayacağı, en büyük matematikçilerin bile içinden çıkamayacağı bu işi becerebiliyor? Hayır hayır ona bu işi yapmasını Allah öğretmiş, Allah vahy etmiştir. Ve Hazreti Adem (a.s) dan bu yana arı insanlığın hizmetindedir.

Koyunu, deveyi, ineği, elma ağacını bizim hizmetimize sunan Rabbimiz bal arısını da bize âmâde kılmıştır. Haydi buyurun, yüksek teknolojinizle, yüksel bilimlerinizle küçücük bir arının yaptığını yapmaya gücünüz yeter mi? Becerebilir misiniz bunu? Öyleyse şimdi nasıl olur da her şeyi nîmet olarak bizim hizmetimize sunan böyle merhametli bir Allah’ı reddedebilirsiniz? Nasıl nankörlük edebilirsiniz böyle bir Allah’a? Hurmasını yiyip dururken, sütünü için dururken, balını tadıp dururken, üzümünü yiyip dururken, havasını teneffüs edip dururken, hayvanlarından faydalanıp dururken, dünyasında gezip dururken nasıl isyan edilebilir böyle bir Allah’a? Halbuki Allah insana akıl vermiştir. Bütün bunları bile bile, göre göre bir insanın Allah’a isyan içinde, kitabından habersiz, programından habersiz bir hayat yaşaması, aklını kullanmaması gerçekten çok gariptir.

     BASAİRUL KUR’AN

Başa dön tuşu