GEL DE FARKETME ALLAH’I…

Allah yaratma ve yaşatma niteliğiyle İLAH’TIR.
Yasaları üzerinden yarattıklarıyla birebir ilgi ve ilişkileri ile RAB’TIR.
Yerdeki ve göklerdeki varlıklara ikram ve ihsanlarıyla RAHMAN-RAHÎM’DİR.
Gökyüzündeki kuşları da, uçakları da uçuran, sudaki balıkları da gemileri de yüzdüren RAHMÂN DEĞİL Mİ?
Gece gündüzün oluşumu, kesintisiz peş peşe gelişi, RAHMÂN’ın eseri değil mi?
Allahüekber! O rahmetini bir an, evet bir an kesecek olsa; bu kozmos düzen, koca bir kaosa döner.
Güneş, trilyonda bir saniye, yaptığı işten vazgeçecek olsa; derhal parçalanır ve dağılır. Bir değil, bin değil, sayısız ve sınırsız kez Allahuekber!…

Allah yarattığı milyarlarca gezegen, yıldız vs. hepsini de boşlukta inşa eyledi. Üstelik hepsi de hareket halinde. En küçük atomdan güneşe kadar hepsi; bir de dönmez mi? Allahüekber!… Meğer HAREKET de ilahi kozmik yasa imiş. Hareket, var olanı bir arada tutma sırrı imiş.

Evet, evet! donmuş, taş kesilmiş, cansız sandığımız her bir yapı; taş, sütun, mermer, kubbe, atom altı yapılardaki pozitif ve negatif fermiyonlar, bozonlarda da hep hareket var.

Her şey hareket halinde de ya insan, ya Müslüman, ya bizler hareket halinde ve aktif iyi olmamız gerekmez mi? Elbette gerekir. Zira yapmayan, eylemeyen, üretmeyen, elin ardından kös kös baka kalır. İşte Kur’an’ımız, Mülk Suresi 19. ayet ile bizim akıl ve idrakimizde müthiş bir Allah tasavvuru inşa ediyor ve diyor ki: “(Onlar) Üstlerinde kanatlarıyla, sıra sıra uçan (gökyüzündeki şu kuşlara ve uçaklara) hiç bakmazlar mı? Ki, onları (bütün kuşları, uçakları ve uzay araçlarını havada) Rahman’dan başkası tutmuyor (her şey O’nun koyduğu tabii kanunlarla ve insana verdiği akıl yoluyla uçuyor). Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla (ve bütün incelik ve gizlilikleriyle) görüp durandır.(Mülk,67/19)

Pekala biz de biliyoruz ki, havanın kaldırma kuvveti, kuşların uçuş tüyleri ve uçakların kanatları, onların havada uçuşunu sağlayan kozmik sistem ve fıtrî varlık ve yapı özellikleridir.

Peki uçağı yapan mühendise firmaya ve devlete takdir üstüne takdir, teşekkür üstüne teşekkür yağdırırken; havaya ve suya kaldırma/basınç yasasını koyan, bu yasaya uyumlu kanat donanımı veren Allah’a takdir ve teşekkürü niçin ıskalarız? Oysa havaya da, suya da kaldırma kuvvetini RAHMÂN BİTİMSİZ YASA OLARAK KOYMASAYDI; NE GÖKTE KUŞLAR VE UÇAKLAR UÇABİLİR, NE DE DENİZDE BALIKLAR VE GEMİLER YÜZEBİLİRDİ?
Allahın yasaları, sünnetullah’ı ve mûcizelerini dille kalemle ve kitapla sayıp dökemeyiz. Öyleyse “Allah’ın ne olduğunu” artık açık, net fark etmeli ve iman etmeliyiz/güvenmeliyiz. Zira sadece yeryüzünde değil; tüm evrende ilâhî mucizeden başka bir şey göremeyiz. Tabii eğer mucize bizi kesecek ve tatmin edecekse…

NURİ ÇALIŞKAN 

İSLAMİ HABER ‘MİRAT’  -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

Başa dön tuşu