Şehit Gazeteci Enes Eş-Şerif’in Vasiyeti: Size Filistin’i Emanet Ediyorum

Gazeteci Enes Şerif’in Şehadetinden Önceki Duygusal Vasiyeti

Vasiyet, Şerif’in resmi “X” hesabında yayınlandı ve “Bu benim vasiyetim, son mesajım. Eğer bu sözlerim size ulaştıysa, bilin ki İsrail beni öldürmeyi ve sesimi susturmayı başarmıştır” diye başlıyor.

Şehit gazeteci Anas Şerif, Nisan 2025’te yazdığı ve resmi X hesabında yayımlanan etkileyici bir vasiyet bıraktı. Vasiyetinde, işgalin suçlarını ifşa etme ve halkını savunma misyonuna olan sarsılmaz bağlılığını ifade etti. Şerif, vasiyetinde şöyle dedi: “Bu benim vasiyetim ve son mesajım. Eğer bu sözlerim size ulaşırsa, bilin ki İsrail beni öldürmeyi ve sesimi susturmayı başarmıştır.”

Anas Şerif’in Vasiyetinin Tam Metni:

“Bu benim vasiyetim ve son mesajım. Eğer bu sözlerim size ulaşırsa, bilin ki İsrail beni öldürmeyi ve sesimi susturmayı başarmıştır.

Öncelikle, selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü. Allah biliyor ki, Cebeliya mülteci kampının sokaklarında ve mahallelerinde gözlerimi açtığım günden beri halkımın sesi ve desteği olmak için elimden gelen tüm çabayı sarf ettim. Tek hayalim, Allah’ın ömrümü uzatması ve ailemle, sevdiklerimle birlikte işgal altındaki asıl vatanımız Askalan’a, yani ‘Mecd el-Kerim’e geri dönmekti. Ancak Allah’ın takdiri her şeyden önce gelir ve O’nun hükmü geçerlidir.

Acıyı tüm detaylarıyla yaşadım, kaybın ve hüznün tadını defalarca hissettim. Buna rağmen, gerçeği olduğu gibi aktarmaktan, ne sahtecilik ne de çarpıtma yaparak, bir an olsun geri durmadım. Umarım Allah, sessiz kalanları, bizi öldürmeyi kabul edenleri, nefeslerimizi boğanları ve çocuklarımızın, kadınlarımızın parçalanmış bedenleri karşısında kalpleri kımıldamayanları, bir buçuk yılı aşkın süredir halkımıza yönelik devam eden katliamı durdurmayanları görür ve şahit olur.

Size Filistin’i emanet ediyorum; Müslümanların tacı, bu dünyadaki her özgür insanın kalbinin atışı olan Filistin’i. Size Filistin’in halkını, masum küçük çocuklarını emanet ediyorum; onlar ki, henüz hayaller kuracak ve güven içinde yaşayacak kadar vakit bulamadan, İsrail’in binlerce tonluk bombaları ve füzeleriyle ezildiler, saf bedenleri parçalandı, uzuvları duvarlara saçıldı.

Size diyorum ki, zincirler sizi susturmasın, sınırlar sizi durdurmasın. Toprakların ve insanların özgürlüğüne giden yolda köprüler olun, ta ki haysiyet ve özgürlük güneşi gaspedilmiş vatanımızda doğsun. Size ailemi emanet ediyorum. Gözümün nuru, sevgili kızım Şam’ı emanet ediyorum; günler bana onu büyürken görmeyi nasip etmedi, oysa bunu hayal etmiştim.

Sevgili oğlum Salah’ı emanet ediyorum; onun için bir destek, bir yol arkadaşı olmayı, gücünü toplayana kadar yükünü omuzlamayı ve misyonumu devam ettirmesini sağlamayı dilerdim.

Sevgili annemi emanet ediyorum; onun dualarının bereketiyle bu noktaya ulaştım, duaları benim sığınağım, ışığı ise yolum oldu. Allah onun kalbine sabır versin ve beni en güzel şekilde ödüllendirsin. Hayat arkadaşım, sevgili eşim, Salah’ın annesi Beyan’ı emanet ediyorum; savaş bizi günler, aylar boyunca ayırdı, ama o sözüne sadık kaldı, eğilmeyen bir zeytin ağacı gibi dimdik durdu, sabır ve imanla emaneti taşıdı.

Size onları emanet ediyorum; Allah’tan sonra onlara destek olun. Eğer ölürsem, bilin ki ilkelerime bağlı kalarak öldüm. Allah’a şahitlik ederim ki, O’nun kaderinden razıyım, O’na kavuşacağıma inanıyorum ve Allah katındaki nimetlerin daha hayırlı ve kalıcı olduğundan eminim.

Allah’ım, beni şehitler arasında kabul et, geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla, kanımı halkım ve ailem için özgürlük yolunu aydınlatan bir nur kıl.

Eğer kusur ettiysem beni affedin, rahmetle dua edin, çünkü ben sözümde durdum, ne değiştim ne de yoldan saptım. Gazze’yi unutmayın… Ve beni de bağışlanma ve kabul dualarınızdan eksik etmeyin.”

Başa dön tuşu