İsrail, Gazze’yi gazeteciler için dünyanın en tehlikeli yeri haline getirdi

İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırım savaşı, Ekim 2023’ten bu yana yaklaşık 270 muhabir ve medya çalışanının öldürülmesiyle Gazze’yi gazeteci olmak için dünyanın en tehlikeli yeri haline getirdi.

Gazze’de İsrail tarafından öldürülen gazetecilerin sayısı, ABD İç Savaşı, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları, Kore, Vietnam ve Bosna’daki savaşta öldürülen gazetecilerin toplam sayısından daha fazla.

Bu hafta öldürülenler arasında en az dört Al Jazeera çalışanı da bulunuyor ve bu durum medya çalışanlarını hedef alan daha geniş çaplı saldırıların bir parçası.

Son saldırı Pazar gecesi İsrail ateşinin Gazze’deki Şifa Hastanesi’nin yakınlarında gazetecilerin barındığı bir çadırı vurmasıyla gerçekleşti.

Saldırıda aralarında Al Jazeera muhabiri 28 yaşındaki Enes eş Şerif, 33 yaşındaki muhabir Muhammed Kreyke ve kameramanlar 25 yaşındaki İbrahim Zahir ve 29 yaşındaki Muhammed Nevfel’in da bulunduğu yedi kişi hayatını kaybetti.

Hangi gazeteciler öldürüldü?

Al Jazeera, haber kuruluşları arasında en ağır kaybı verdi. Ağustos 2025’te öldürülen Enes eş Şerif ve üç meslektaşının yanı sıra, daha önceki İsrail saldırılarında da birçok Al Jazeera çalışanı öldürüldü.

14 Aralık 2023’te kameraman Samir Ebudakka, Han Yunus’ta çekim yaparken büro şefi Vail Dahduh ile birlikte hedef alındı ve yaralandı. İsrail güçleri sağlık görevlilerinin kendisine ulaşmasını engellediğinden Ebudakka kan kaybından can verdi.

Haftalar sonra, 7 Ocak 2024’te Vail’in büyük oğlu ve Al Jazeera muhabiri Hamza Dahduh, Han Yunus’ta aracının bir füzeyle hedef alınması sonucu hayatını kaybetti.

31 Temmuz 2024’te muhabir İsmail el Gul ve kameraman Rami el Rifi, açıkça işaretlenmiş bir medya aracında seyahat etmelerine ve basın yeleği giymelerine rağmen Şati mülteci kampına İsrail’in düzenlediği bir hava saldırısı sonucu hayatını kaybetti.

Bunu başka saldırılar da takip etti. 15 Aralık 2024’te video muhabiri Ahmed el Luh, Gazze’nin orta kesimindeki Nuseyrat kampında bir sivil acil durum merkezine yapılan saldırı sırasında can verdi. Ve 24 Mart 2025’te 23 yaşındaki muhabir Hüsam Şabat Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahiye’de öldürüldü.

Öte yandan İsrail, uluslararası muhabirlerin çoğunun bağımsız olarak Gazze’ye girmesini yasakladı ve yalnızca sınırlı sayıda gazetecinin, yalnızca birkaç saat süren ve sıkı askeri takip ve sansür içeren askeri yasaklar gibi sıkı kontrol edilen koşullar altında bölgeye girişine izin verdi.

İsrail Yüksek Mahkemesi, yabancı gazetecilerin Gazze’ye giriş yasağını onayladı ve bağımsız medya erişimi talep eden basın kuruluşlarının yasal itirazlarını reddetti. Bu durum, haber yapmak için Gazze’deki Filistinli gazetecilere daha fazla güvenilmesine yol açtı.

Gazze neden gazeteciler için en tehlikeli bölge haline geldi?

Basın özgürlüğü örgütleri, bu eşi benzeri görülmemiş bilançonun hem İsrail’in Filistinlilere yönelik amansız saldırılarının yoğunluğunu hem de uluslararası hukuk kapsamında medyanın korunmasını hiçe saymasını yansıttığını söylüyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler’e (RSF) göre, 2024 yılı gazeteciler için kayıtlara geçen en ölümcül yıl oldu ve 120’den fazla kişi hayatını kaybetti. 2025’in başından bu yana sadece Gazze’de 50’den fazla gazeteci ve medya çalışanı İsrail tarafından öldürüldü.

Rakamlar, Gazze’de haber yapmanın nasıl benzersiz bir şekilde tehlikeli hale geldiğini gösteriyor. Gazeteciler çoğu zaman bölgeyi terk edemiyor, askeri hedeflere, hastanelere ve İsrail ateşiyle defalarca vurulan mülteci kamplarına yakın çalışmak zorunda kalıyor.

Pek çok olayda muhabirler ve kameramanlar basın işaretleri taşırken ya da açıkça belirlenmiş medya tesislerinde barınmaya çalışırken İsrail tarafından doğrudan hedef alınmak suretiyle öldürüldüler.

Son gününe kadar kadar her gün Gazze’deki yıkımı anlatan Enes eş Şerif’in öldürülmesi geniş çaplı kınamalara yol açtı. BM Genel Sekreteri António Guterres cinayetleri kınadı ve gazetecilerin uluslararası hukuk kapsamında korunması çağrısında bulundu.

Uluslararası hukuk uzmanları gazetecilerin Cenevre Sözleşmeleri kapsamında sivil olduklarını ve özel koruma altında olduklarını belirtiyor.

İsrail’in gazetecilerin çadırlarına, ofislerine ve üzerinde “basın” yazan araçlara yönelik tekrarlanan saldırıları savaş suçu teşkil etmekte.

Ancak hesap verebilirlik için artan çağrılara rağmen, bağımsız bir soruşturma yapılmadı ve İsrail kasıtlı hedef almayı inkar etmeye devam ediyor.

Kaynak: Mepa News, The New Arab

Başa dön tuşu