HURAFECİ TARİKATLAR İSLAM’A KÖSTEK LAİKLİĞE DESTEKTİR 

İnsanları çoğu ortak koşmadan Allah’a inanmazlar.” (Yusuf 106)

İnsanları, İslam’ın iman ve yaşam ölçüleri ile ruhen arındırıp geliştirme ve ahiret yurdunu  önemsememiz gereken dünya hayatına tercih  ”  anlamına Kur’ân ve Sünnet’e dayalı Tezkiyetü’l – Enfüs ve Zühd  içerikli Tarikat var mı veya kaldı mı bilemiyorum. Ama bu soruya verebileceğimiz müsbet bir cevabımız  olmalıydı.

EHL-İ SÜNNET

Şia’nın zıddına İslamî yönetimin seçim yoluyla oluşturulması anlamını içeren Ehl-i Sünnet’i sakala, cübbeye, sarığa ve şalvara  indirgeyen bazı tarikatçılar, bilerek ve bilmeyerek İslam’ın  toplumcu ruhunu  ve siyasi amacını darbelediler.

İslam Şeriati’ni  yüceliği ve bütünlüğü içinde kavramayan bu tarikatçıların  ölü şeyhlerini diri ve  kabirlerinde tasarrufa yetkili görmeleri ise Kur’ân ve Sünnet açısından tam bir itikadî felaket oldu.

İslam’dan sapma ve saptırmanın tedavi edilemez şekli de bu olsa gerek.

Ve bu tür azim hatalar  bir iki tarikata münhasır da değildir. Oldukça yaygındır.

LAİK DÜZENİN KARŞIT OLDUĞU TARİKATLARI KORUMASI

Laikliği baskıcı, dışlayıcı ve ötekileştirici  bir şekilde uygulayan laik düzenimizin  yasakladığı tarikatları yerdiği halde niçin yaşattığını, bazı şeyhleri ve halifelerini niçin uzun yıllar maaşla ve emeklilikle koruduğunu anlayamazdık. Tarikat haberlerine sıkça yer verilmesini ve hele hele Cübbeli gibi tarikatçıların merkezi medyada niçin saatlerce ve yıllardır konuşturulmakta olduklarını anlamakta güçlük çekerdik ama aslında  durum açıktı.

İslamî hayat ve amaçtan koparak hurafeci niteliğe bürünen tarikatların İslam’a köstek ve önünde engel olduğu için laik düzenimizce korunmaları gerekiyordu ve öyle oldu.

Bazı tarikatçılar ve şeyhleri samimi olsalar ve kullanıldıklarını bilmeseler de hakikat böyleydi.

https://www.mirathaber.com/cubbeli-ahmet-o-bizi-kabrinden-yonetiyor/

BAŞ HURAFECİ CÜBBELİ

Tarikatları koruyucu etkili resmi gücün merkezi medyada meşhur edip şöhrette tuttuğu Cübbeli Ahmet, örtülü görevini  yine yaptı ve aslında baş olma amacına aracı kıldığı şeyhi Mahmut Efendi ile ilgili Şirk’e açık  hurafesini kameralar önünde şöylece akıttı:

Efendi hazretlerimizin hayatta olduğunu,

tasarrufunun devam ettiğini,

kabrinden bizi yönettiğini izhar etmek için geldik,”

Ne diyelim Rabbimiz şöyle buyurmuyor mu?

İnsanları çoğu ortak koşmadan Allah’a inanmazlar.” (Yusuf 106)

ÖLÜ KİŞİ HAYATA DÖNER  VE “TASARRUF” EDEBİLİR Mİ?

Ölüm sonrasında, dünyaya veya dünyadakilerle ilişkiye girme anlamına bir dönüş olmadığını doğrudan ve dolaylı olarak açıklayan Kur’ân ve Sünnet ölçüleri çoktur.

Biz Yüce Rabbimizin Peygamberimize ve her bir yükümlü mümine yaptığı bazı açıklamaları sunmakla yetinelim:

Senden önce de hiçbir insana ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen onlar ebedi mi kalacaklar?” (Enbiya 34)

Sen de öleceksin, onlar da ölecekler. Sonra da Kıyamet Günü Rabbinizin huzurunda  biri birinize davacı olacaksınız.” (Zümer 30-31)

ÖLÜM NEDİR?

Ölüm, rûh anlamına Nefs’in bir daha dönmemek üzere bedenden ayrılmasıdır. (Zümer 42)

Peygamberler dahil hiçbir kişi ölümünden sonra dönüş yapmamış, yapamamıştır.. Çünkü Kur’ân diliyle ifade edersek dönüşe Berzah/Kabir engeli vardır. (Müminûn 100)

Kişinin ölümünden sonra  ruhunun,  iman ve amel durumuna göre hayat bulacağı Kabir diriliği ise özel ve özgün olmayıp herkes için geçerlidir. Bunun da dünya hayatı ile bir ilgisi yoktur.

Kabirden dünya dönüş  ifadeleri reenkarnasyona kapı açacak şekilde kâfirliğe de götürebilir.

ALİ RIZA DEMİRCAN 

İSLAMİ HABER “MİRAT” -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

 

 

Başa dön tuşu