Kayseri Halkı Meydanlarda

HAMAS’ın dünya genelinde yaptığı çağrı üzerine 20 Temmuz, “Gazze ile Dayanışma Günü” ilan edildi.
Bu çağrıya sessiz kalmayan Kayseri halkı, sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde Cumhuriyet meydanında bir araya gelerek, basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasını Yahya Öz okudu. Yoğun katılımın olduğu etkinlikte, Gazze’ye destek, işgal rejimine lanet sloganları atıldı.
Öz, yaptığı açıklamada, Gazze’de yaşananların insanlık ve vicdan adına kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, “Siyonist işgal rejimi, tam 21 aydır Gazze’de insanlık haysiyetini ayaklar altına almaktadır. siyonist rejimin işlediği suçlar her geçen gün katlanmaktadır. Bir millet dünyanın gözleri önünde yıkım, talan, açlık, kıtlık, insani tüm ihtiyaçlardan yoksun bırakılarak ölüme terk edilmektedir.
Bir avuç siyonist tüm dünyanın gözlerinin içine baka baka bu cürümleri işlemektedir. Gücü ve iktidarı elinde bulunduran devlet idarecileri başta olmak üzere bu zulümlere seyirci kalan tüm insanlık ailesi ve İslam ülkeleri büyük bir vebal altındadır.
İslam ülkelerinin sessizliğinden istifade eden işgal rejimi, Gazze’nin yüzde 90’ından fazlasını enkaza çevirmiştir.
7 Ekim 2023’ten bu yana 60 binden fazla kardeşimiz şehid, 150 bine yakını ise yaralanmıştır. 20 binden fazla kardeşimiz enkaz altında olup henüz naaşlarına ulaşılamamıştır. Şehid ve yaralıların yüzde 70’den fazlası bebek, çocuk ve kadınlardan oluşmaktadır. Her gün en az 27 çocuk katledilmektedir. Gazze birer çocuk mezarlığına dönüşmüştür
İşgal rejimi, Gazze’de açlığı silah olarak kullanmaktadır. Yaptığı bunca zulümden sonra sözde insancıl gözükmek için kurulan yardım noktaları,birer katliam noktalarına dönüşmüştür. Yardım noktalarında yapılan sistematik saldırılarda şehid sayısı 900’ü, yaralı sayısı 6 bini geçmiştir.” ifadelerini kullandı.
İslam ülkelerinin sessizliğini de eleştiren Öz “Ey ümmeti Muhammed ve ey İnsanlık ailesi; açlıktan dolayı katledilen her bir çocuğun, gencin ve yaşlının vebali hepimizin boynunadır.
Ömer daha 8 yaşındaydı, kardeşi Emir 4 yaşındaydı, en küçükleri Sirac ise henüz 2 buçuk yaşındaydı. Kuzenleri Semer 7 yaşındaydı. Günlerce açlık çeken bu çocuklar, karınlarını doyurmak için yardım noktasında katledildi. Küçük kardeş Sirac’ın gözlerine şarapnel parçaları isabet etti. Bir çocuk dünyanın gözleri önünde iki kardeşini, bir kuzenini ve gözlerini kaybetti. Yardım noktasında bacağını kaybeden 10 yaşındaki Muhammed’in feryadını duyan oldu mu?
Ve daha bunun gibi yaşanmış binlerce hayatlar varken, bu zulümlere seyirci kalan İslam ülkelerinin liderleri büyük bir vebal altındadır.
Bu çocuklar sadece Gazze’nin değil tüm ümmetin çocuklarıdır. Bu çocukların katledilmesine sessiz kalan ümmet büyük bir mesuliyet altındadır.
Gazze’de yaklaşık 2 milyondan fazla kardeşimiz, yüksek derecede akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya bırakılmıştır. 600 bine yakın kardeşimiz aşırı açlıktan ölüme yol açabilecek hastalıklara yakalanmıştır. 70 binden fazla çocuk akut yetersiz beslenme yüzünden tedaviye muhtaç hale gelmiştir.
Gücü elinde bulundurup Gazze’deki zulme seyirci kalan İslam ülkelerinin liderlerine yazıklar olsun. Bu zulme sessiz kalıp ben insanım diyenlere yazıklar olsun. Dünyanın geçici menfaatlerinin peşinden koşup bu zulme destek sağlayanlara yazıklar olsun.
Kalpleri körelmiş, gözleri harama dalmış, kulakları zulme çanak olmuş, dilleri fitneye hizmet eden uluslararası toplum ve devletler; Gazze soykırımından mesuldür. Bu mesuliyetten hiç kimse beri değildir. Başta İslam ülkelerinin liderleri akan kanın en büyük sorumlusudur. İslam ülkelerinin liderleri üzerlerine düşeni yapmış olsaydı, bugün Gazze’de bu kan akmayacak, evler yıkılmayacak, soykırım olmayacaktı.” dedi.
Basın açıklamasının devamında “İslam ülkelerinin liderleri ve tüm sorumluluk sahipleri henüz vakit varken, Allah katında olan mesuliyetlerinizi yerine getirin. siyonist rejimin soykırımını durdurmanın vakti çoktan gelip geçmiştir.
“Zulüm ve baskı tamâmen ortadan kalkıncaya ve hâkimiyet sadece Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer haksızlıklara son verirlerse, artık zâlimlerden başkasına düşmanlık yoktur.” Bakara: 193
Dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerinden talebimiz şudur:
-Açlık, kıtlık ve ilaçsızlıktan dolayı bir halkın yok olması tüm insanlık aleminin yok olması anlamına gelecektir. İnsanlığın haysiyetini omuzlamak için, sınır kapıları derhal açılmalıdır. Gazze’de insani krize bir an önce son verilmelidir.
-Günümüzün Kuvâ-yi Milliyesi olan HAMAS, siyasi, bürokratik ve askeri olarak desteklenmelidir.
-İşgal rejimine karşı direnişe, silah, mühimmat, lojistik ve teknolojik destek verilmelidir.
-Tarih boyunca verdikleri sözleri tutmayan Siyonistler, ateşkes anlaşmasına sadık kalmamıştır. İşgal rejiminin, ateşkes anlaşmasına geri dönmesi için ciddi yaptırımlara tabi tutulmalıdır.
-Netenyahu’nun ateşkes müzakerelerini sabote etmesine ve oyalama stratejisine müsaade edilmemeli, askeri seçenekler masaya yatırılarak, barış gücü hareketi başlatılmalıdır.
-HAMAS’ın Gazze’de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartlarına destek verilecek adımlar atılmalıdır.
– Uluslararası kararlar neticesinde, Gazze’de kalıcı ateşkesin sağlanması, işgalcilerin Gazze’den çekilmesi, Gazze’nin yeniden imar edilmesi, insani yardımların ulaştırılmasına yönelik söz konusu kararların pratikte yerine getirilmesi için Siyonist şer ittifakına karşı baskı yapılmalıdır.
-Siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünleri boykot etmeye devam ediniz. Boykot en büyük silah olduğunu unutmayalım. Bir dönem değil, ömür boyu boykot bilinci ile hareket edilmelidir.
-Siyonist işgal rejimi, denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz.” dedi.
Basın açıklaması, Yahya Öz’ün şu sözleriyle son buldu: “Gazze’nin kahraman halkına, izzeti kuşanan liderlerine, Siyonist işgale direnen mücahitlere selam olsun.
Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Allah’a emanet olunuz.”
Açıklamanın ardından, Peygamber Sevdalıları Onursal Başkanı Mehmet Göktaş tarafından dua yapıldı.