Suizan ve Hüsnüzan: İyimser Bakış Açısının Önemi

Suizan, temelsiz bir tahminden ibarettir ve Kur’an’da yasaklanmıştır. Hüsnüzan ise iyimser düşünceyi temsil eder ve Müslümanların hayatında esas olmalıdır.
Zan, delilsiz ve temelsiz bir tahminden ibarettir. Kimi zaman gerçeğe yakın bir ihtimal olsa da, çoğu zaman konunun aslıyla ilgisi olmayan bir önyargıdır. Kur’an-ı Kerim’de, insanların suizana (kötü zanna) dayanarak birbirini çekiştirmesi kesin bir dille yasaklanmıştır. Çünkü suizan, insanı hatalı davranmaya sevk eden ve sakınılması gereken bir zandır.
Güzel düşünen kimsenin kalbine gelen düşünceler ise hüsnüzandır. İyiliğin emaresi olan hüsnüzan, iyimser olmayı ve kötü düşünceleri bertaraf etmeyi ifade eder. Müslüman’ın hayatında bu bakış açısı esas olmalıdır. Aksi ispatlanmadığı sürece hüsnüzandan vazgeçilmemelidir.
Allah Resûlü, inananların kalplerini, zihin ve düşüncelerini yalan yanlış bilgi kırıntılarından, zanlardan arındırmalarını istemiştir. Nitekim mümin, Allah’a ve insanlara hüsnüzan besleyen, ne yaptığının bilincinde olan insandır. O, şu ilahi ikazın farkındadır: “Bilmediğin bir şeyin ardına düşme. Doğrusu kulak, göz, kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur.” (İsrâ, 17/36)