Lübnan halkı, Hizbullah’a yönelik silahsızlanma dayatmasına karşı sokağa indi

ABD’nin “ateşkesi genişletme ve ülkeyi istikrara kavuşturma” bahanesiyle Lübnan’a yaptığı baskılar sonucunda hükümet, ülkedeki tüm silahlı varlığın devlet tekeline alınmasını onayladı. Kararın ardından Lübnan halkı birçok kentte sokağa çıktı.

Ülkedeki tüm silahlı varlığın devlet tekeline alınması ve grupların elindeki silahların toplanmasına yönelik kararın 2025 yılı sonuna kadar uygulamaya geçeceği belirtildi.

Ancak Hizbullah, İsrail’in saldırıları ve işgali son bulana kadar silah bırakmayacağını açıklamıştı. Lübnan’ın en güçlü silahlı yapısı olan Hizbullah’ın zor kullanılarak silahsızlandırılmaya çalışılması, ülkenin yeniden iç savaşa sürüklenme ihtimalini gündeme getiriyor.

Lübnan halkı ise büyük oranda direniş örgütlerinin silahsızlandırılmasına karşı çıkıyor. Kararın ardından binlerce kişi Beyrut, Güney Lübnan ve Doğu Bekaa bölgesinin de aralarında bulunduğu çeşitli yerlerde protesto gösterileri düzenledi.

Hizbullah ve Emel Hareketi taraftarlarının çoğunlukta olduğu gösterilerde halk, hükümetin İsrail saldırganlığına karşı ulusal savunmayı baltalayan kararının iptalini talep etti.

Göstericiler, Hizbullah’ın silahlarının elinden alınması halinde Güney Lübnan’ın İsrail’in sürekli saldırılarına karşı savunmasız kalacağı uyarısında bulundu.

Protestolar sırasında çeşitli caddelerde trafik akışı kesildi, bazı kentlerde ise motosikletli konvoylar oluşturuldu.

Protestolarda çok sayıda Hizbullah bayrağı kullanıldı.

Direnişe Sadakat Bloku: Direniş ulusal savunmanın temel direği

Hizbullah’ın parlamento grubu Direnişe Sadakat Bloku da kararı kınayan bir açıklama yaptı.

Kararın, Washington’ın gündemiyle “şüphe uyandıracak kadar aceleci” bir uyum gösterdiği belirtildi.

Blok, hükümetin bakanlık taahhütlerini terk ettiğini ve hem Lübnan anayasasını hem de Lübnan’ın yabancı saldırılara karşı koyma ve ulusal egemenliğini koruma hakkını teyit eden Taif Anlaşması’nı baltaladığı konusunda uyarıda bulundu.

Blok, Tom Barrack tarafından hazırlanan ABD “önerisinin” onaylanmasını “Ulusal Pakt’ın açık bir ihlali” ve Lübnan’ın uzun süredir devam eden savunma doktrininin tehlikeli bir şekilde tersine çevrilmesi olarak nitelendirdi. Blok, özellikle artan bölgesel tehditler ve güvenilir uluslararası garantilerin yokluğu nedeniyle direnişin “ulusal savunmanın temel direği” olmaya devam ettiğini vurguladı.

Lübnan’ın egemenliğine, coğrafyasına ve ekonomisine yönelik tehditlerle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunan Blok, bu durumun ülkenin yakın tarihindeki en tehlikeli aşamalardan biri olduğunu kaydetti.

Blok tarafından yapılan açıklamasında, İsrail çıkarlarına hizmet eden bir silahsızlanma gündeminin uygulanmasına karşı koymak için siyasi partileri, bağımsız siyasetçileri ve sivil toplum gruplarını bir araya getirmek için ulusal bir cephe oluşturulmasına yönelik çağrıda bulunuldu.

Direnişe Sadakat Bloku, açıklamasının sonunda Lübnan hükümetini, ülkenin savunma duruşunu zayıflatacak tüm yabancı dayatmaları reddetmeye ve tutumundan vazgeçmeye çağırdı.

Başa dön tuşu